Aşırı yeme, uykusuzluk, isteksizlik ve enerji kaybı yaşıyorsanız mevsimsel depresyona girmiş olabilirsiniz. Çoğu zaman günlük hayatın bir parçası olarak gördüğümüz bu durumlar aslında tam da bu hastalığın belirtilerine işaret ediyor. Peki, mevsimsel depresyonu diğer depresyon türlerinden ayıran nedir? Mevsimsel depresyona girdiğimizi nasıl anlarız? İşte yanıtları:
Mevsimsel Depresyon Nedir?
En az iki yıl üst üste olmak kaydıyla, yılın belli dönemlerinde ortaya çıkan, sebep olarak herhangi bir yaşam olayının gösterilemediği duygu çöküşlerine mevsimsel depresyon denir. Gün ışığının azalmaya başladığı sonbahar ve kış ayları mevsimsel depresyon açısından yüksek risk taşıyan dönemlerdir. Ancak, ilkbahar ve yaz aylarında da görülebilir. Ailede Bipolar Bozukluk (Manik Depresif Bozukluk) gibi depresyon hastalıklarının olması, zor yaşam koşulları, ağır fiziksel hastalıklar, gün ışığından az yararlanma gibi nedenler mevsimsel depresyon riskini artırır.
Mevsimsel Depresyonun Belirtileri
Mevsimsel depresyon diğer bilinen depresyon türlerinden biraz farklı başlar. Örneğin çoğu depresyonda gördüğümüz ve beklediğimiz iştah azalması mevsimsel depresyonda daha çok; aşırı yemeye yönelme şeklinde sürer.
Depresyon hastalarının çoğu uykusuzluk çekerken bu hastalarda aşırı uyku veya uykuya eğilim görülür. Enerji kaybı da bu tür depresyonun en önemli belirtisidir. Bıkkınlık hissi, sosyal alanlardan geri çekilme, eklem ağrıları gibi şikâyetler hastalığın daha sonraki dönemlerinde ortaya çıkabilir.
Çoğu zaman bu durumlarda depresyona girdiğimizin farkına ne biz, ne de doktorumuz varamayabilir. Genelde bu kişiler halsiz hissettiklerini, iştahlarının arttığını, hep uyumak istediklerini ifade ettiklerinde, bu yaşamın bir rutini sanılır.
Kadınlarda Daha Dazla Görülüyor
Depresyonun çoğunlukla kadınlarda görüldüğü biliniyor. Mevsimsel depresyonun diğer depresyon türlerine göre kadınlarda görülme oranı da erkeklerden çok daha fazla.
Dünya genelinde yapılan araştırmalarda olduğu gibi ülkemizde yapılan araştırmalarda da insanların yüzde 5’inin bu rahatsızlığı hastalık boyutunda yaşadığı ve tedavi gerektirdiği ortaya çıkıyor. Nüfusun neredeyse yarısı ise hastalık düzeyine erişmeden bu dönemi atlatıyor.
Yine yapılan araştırmalar bu mevsimsel depresyonun ekvatordan kuzey ve güneye doğru uzaklaştıkça arttığını gösteriyor. Yani ekvatordan uzaklaştıkça güneş ışığının etkisi azaldığı için rahatsızlığın görülme sıklığı da artıyor.
